Vergi adaletsizliğinden önce “Devlet vergiyi neden toplar?” sorusuna yanıt vermek istiyorum. Devlet, vergiyi demokrasinin devamı için toplar. Demokrasinin devamından kastım demokrasinin gelişmesidir. Devlet üzerine düşen görevleri icraata dönüştürebilmek için toplanan bu vergiye tabii ihtiyaç duyar. Burada şu soru akla gelmektedir : “Devlet ne kadar/ne oranda vergi toplayacak?”.
İşte sorun burada başlamaktadır. Bu sorun yüzünden tarihte çok kez devlet-toplum çatışması yaşanmıştır. 1215 yılında Magna Carta(Büyük Şart) sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşmede demokrasi ve özellikle vergi adaleti alanında büyük değişmeler yaşandı ve kralın yurttaşlarının malları üzerindeki keyfi davranışları sona erdi.
Bu bağlamda ülkemizde yerleşik bir demokrasi anlayışı var olmadığı için yerleşik bir vergi kültürü de bulunmamaktadır. Buna dayanak aramak fuzulidir, Türkiye’de kayıtdışı ekonominin büyüklüğüne baktığımızda %32,1 olarak görülmektedir. Bu oran OECD ortalamasının oldukça üzerindedir. Keza OECD ülkelerinde ortalama %18 oranındadır. Ayrıca ülkemizde kayıtdışı ekonominin GSYİH’ ya oranı %45, GSMH’ ya oranı %66’dır.
İŞÇİNİN EKMEĞİ-PATRONUN EKMEĞİ?
Bu bağlamda ben kendime bu soruyu sormayı uygun gördüm. Ekmeğin fiyatının 1 TL olduğunu varsayalım. Ekmek üzerinden alınan vergi oranı %10’dur. Yani fırından ekmek alan her kişi 0,10 TL aldığı ekmek için vergi öder. Burada her kişi kısmına dikkat çekmek istiyorum. Yani geliri 5,000 TL olan da, geliri 796,50 TL[1] olan da aynı miktarı(0,10 TL) vergi olarak ödemektedir. Buradaki adaletsizlik ikisinden de aynı miktarda vergi alınmasıdır.
Yukarıda anlattığım adaletsizliğin – ve aynı zamanda genel olarak adaletsizliğin- önlenmesi için önerim, dolaysız vergilerin alınan vergiler içindeki payının arttırılmasıdır. Biraz geçmişe gidecek olursak, 1980’de dolaysız verginin toplam vergi gelirleri içindeki payı %63 iken bu oran 2005’te %27’ye düşmüştür. Yani benim önerimin tam tersi bir durum süregelmektedir. Bu nedenle ülkemizdeki orta sınıf diye tabir ettiğimiz kesimin yok olmasının sebebi budur. Yani şuan ki vergi kültürümüz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmaktadır.
Kısaca
“Bir ülkede, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı, dolaysız vergilerden yüksekse, bu ülkede vergi adaletinin varlığından söz edilemez.”
şeklinde olan yaygın görüşe ben de katılmaktayım.
Tanımlar
Dolaylı vergi, kişilerin devletten bir hizmet almaları veya bir malı satın almaları sonucunda meydana gelir.
Dolaysız vergi, ticaret ile uğraşanların kazandıklarından veya bir iş yerinde ücretli olarak çalışan memur ve işçilerin ücret ve maaşlarından kesilen vergidir.